Amaterasu Omikami: Güneş Tanrıçası ve Şinto'nun Kraliçesi

Amaterasu Omikami: Şinto Mitolojisinin Güneş Tanrıçası

Amaterasu Omikami, Şinto dininin merkezinde yer alan önemli bir tanrıçadır. İzanami ve İzanagi'nin kızı olarak doğmuş, göklerin hükümdarı olmuştur. Fırtına tanrısı Susanoo'nun ablası olan Amaterasu, bazen Oho-hir-me-no-muchi veya Amaterasu-oho-hiru-me olarak da adlandırılır. İzanagi'nin yeraltı dünyasını ziyareti sırasında, Woto nehri üzerinde bir arınma ayini yapılması sonucunda Amaterasu'nun sol gözünden doğduğuna inanılır.


Amaterasu, kardeşi Susanoo ile sürekli kavga etmiş ve sonunda onu cennetten kovmuştur. Bu mitolojik öykü, Şinto dininin temel inançları arasında önemli bir yer tutar ve Amaterasu'nun gücünü, hükümdarlığını ve kardeşiyle olan ilişkisini anlatır.

Amaterasu Omikami


Amaterasu'nun Mağaradan Çıkışı ve Ama-no-Oshiho-mimi'nin Görevi: Şinto Mitolojisinden İki Öykü


Amaterasu'nun mağaraya kapanması ve sonrasında mağaradan çıkışı, Şinto mitolojisinin en bilinen hikayelerinden biridir. Amaterasu'nun küçük kız kardeşiyle yaşadığı tartışma sonucunda kendisini mağaraya kapatması, dünyayı karanlığa gömmüş ve kötü ruhların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Tanrılar, Amaterasu'yu mağaradan çıkarmak için çeşitli yöntemler denemişlerdir. En sonunda, Amenouzume'nin çılgınca dansı ve aynanın büyüsüyle Amaterasu mağaradan çıkarılmıştır. Bu hikaye, Amaterasu'nun güneşin ışığı ve yaşamın sembolü olduğu Şinto inancının önemli bir parçasıdır.


Diğer bir hikaye ise Amaterasu'nun oğlu Ama-no-Oshiho-mimi'nin dünya krallığına hükmetme görevini reddetmesidir. Bu görevi yerine getirmemesi, tanrıların arasındaki karmaşayı arttırmıştır. Bu durum üzerine tanrılar, Ama-no-Hoki'yi göndererek durumu incelemesini istemişlerdir. Ancak Ama-no-Hoki'den haber alınamayınca, Ame-waka-hiko ve sonrasında sülün Na-naki-me gönderilmiştir. Ancak, Ama-waka-hiko'nun dikkatsizliği ve sülünün kötüye yorulmasıyla bu görev başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Bu hikaye, Şinto mitolojisindeki tanrıların insan dünyasına müdahalesini ve doğaüstü varlıklar arasındaki etkileşimi anlatır.

Yeraltı Dünyasının Yönetimi ve Ninigi-no-Mikoto'nun Görevi: Şinto Mitolojisinden İki Hikaye


Şinto mitolojisinde, yeraltı dünyasının yönetimi önemli bir konudur ve bu hikayelerde yeraltı dünyasının yönetimiyle ilgili çeşitli olaylar anlatılır.


İlk hikaye, Oho-kuni-nushi'nin yeraltı dünyasının yönetimini Amaterasu'ya bırakmasını konu alır. Amaterasu'nun cennette olduğu gibi dünya üzerinde de hakimiyet talep etmesini sağlamak için gönderilen tanrılar, Oho-kuni-nushi'yi ikna etmek için çeşitli yöntemler denemişlerdir. Ancak, Oho-kuni-nushi'nin direnişi sonucunda çıkan savaşta yenilmesiyle, yeraltı dünyasının yönetimini Amaterasu'ya bırakır ve kendisi yeraltı dünyasını yönetmek için ayrılır. Bu hikaye, Şinto inancında tanrıların güç dengesini ve hakimiyetin değişimini anlatır.


Diğer bir hikaye ise Ninigi-no-Mikoto'nun dünya krallığına hükmetme görevini reddetmesi ve yerine oğlu Ninigi-no-Mikoto'yu aday göstermesidir. Bu hikaye, Şinto mitolojisindeki imparatorluk geleneğini anlatır. Amaterasu, Ninigi'ye yolculuğunda üç önemli hediye verir ve bu hediyeler, Japonya'nın imparatorlarının krallık sembolleri haline gelir. Bu inanışa göre, Japonya'nın imparatorları doğrudan Amaterasu'nun soyundan gelir ve bu nedenle mutlak otoriteye sahiptir. Bu hikaye, Şinto inancındaki imparatorluk ve krallık geleneğini anlatır.

Japon Soyluluğu ve Sanat: Amaterasu'nun Mirası


Japon soyluluğu, mitolojik kökenlere dayanır ve bu kökenler genellikle tanrıça Amaterasu'ya dayandırılır. Öykülerde Amaterasu'nun soyuyla ilgili birçok detay bulunur ve bu detaylar, Japon soyluluğunun doğrudan tanrıçanın soyundan geldiği inancını güçlendirir.


Örneğin, Amaterasu'nun Susanoo'nun kılıcını alıp üç parçaya ayırması ve bunları tükürmesi sonucunda yeni tanrıların oluştuğu anlatılır. Ayrıca, Susanoo'nun Amaterasu'nun 500 mücevherli kolyesini yemesi ve tükürmesiyle de yeni tanrıların yaratıldığına inanılır. Bu yeni tanrılar, Japon soylularının ataları olarak kabul edilir.


Japon sanatında Amaterasu, genellikle diğer kardeşi Tsukiyomi-no-Mikoto ile birlikte tasvir edilir. Bu tasvirlerde tanrıça, iyi huylu ve aydınlık bir şekilde betimlenir. Tanrıçaya ilişkilendirilen semboller arasında horozlar ve kuzgunlar yer alır. Horozlar, güneşin doğuşunu müjdeledikleri için tanrıçayla özdeşleştirilirken, kuzgunlar ise tanrıçanın habercisi olarak kabul edilir.


Japonya'nın en önemli tapınaklarından biri olan Ise Tapınağı ya da Jingu, Amaterasu'ya adanmıştır ve tanrıça burada kendi sembolleriyle temsil edilir. Özellikle, sekizgen ayna (yata kayami) Amaterasu'nun sembollerinden biri olarak kabul edilir ve tapınakta bu sembolle tanrıçaya adanmıştır. Bu semboller, Japon soyluluğunun ve sanatının Amaterasu'nun mirası etrafında şekillendiğini gösterir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Öne çıkan gönderi

Antik Mısır'da Kadınlar

  Antik Mısır 'da kadınlar, erkeklerle meslekleri dışında her açıdan eşit kabul edilirdi. Evin ve ulusun reisi erkeklerdi; ancak kadınla...