Antik Mısır'da Kediler ve Evcil Hayvanlar

Evcil Hayvanların İlahi Anlamı ve Bakımı


Antik Mısırlılar için evcil hayvanlar, tanrılardan gelen kutsal hediyeler olarak görülürdü. Bu hayvanlar, geldikleri ilahi aleme geri dönecekleri zamana, yani ölümlerine kadar büyük bir özenle bakılırdı. Günlük yaşamda, evcil hayvanlara çok iyi bakılır ve genellikle ölümlerinde insanlarla aynı şekilde mumyalanırlardı.

Cult copper statue of a crocodile. From Faiyum, modern-day EgyptMiddle Kingdom, 12th Dynasty, circa 1800 BCE. (State Museum of Egyptian Art, Munich, Germany).


Evcil Hayvanların Günlük Yaşamda Yeri 


Antik Mısırlılar, çeşitli hayvanları evcil hayvan olarak tutuyordu. Evcil köpekler ve kedilerden habeş maymunları, balıklar, ceylanlar, kuşlar (özellikle şahinler), aslanlar, firavun fareleri ve su aygırlarına kadar birçok hayvan evde beslenirdi. Timsahlar bile tanrı Sobek'in tapınaklarında kutsal hayvanlar olarak muhafaza ediliyordu.


 Bilim İnsanlarının Görüşleri 


Bilim insanları, Mısırlıların hayvanlara ilah olarak tapıp tapmadığı konusunda hemfikir değiller ancak Antik Mısır halkının evcil hayvanlarına olan derin sevgisi konusunda bir uzlaşma var. Evcilleştirilmiş hayvanlar, günümüzdeki evcil hayvanlar gibi popülerdi ve derinden seviliyordu.


Maatkare Mutemhat ve Evcil Maymunu

Ünlü Bir Örnek: Maatkare Mutemhat 


Antik Mısır'da evcil hayvan sevgisini gösteren ünlü bir örnek, Yirmi Birinci Hanedanlığın baş rahibesi Maatkare Mutemhat'tır. Maatkare, başrahip I. Pinedjem'in kızı ve firavun I. Psusennes'in kız kardeşiydi. Maatkare, "Tanrı’nın karısı" ve "Güneşin Ruhundaki Gerçek" ünvanlarını aldı ve kendini tanrı Amun’a adadı.


Maatkare'nin Mezarı ve Evcil Maymunu 


Teb nekropolünde Maatkare Mutemhat’ın mumyası keşfedildiğinde, arkeologlar onun ayaklarının dibinde daha küçük bir mumya buldular. İlk başta bu mumyanın onun bebeği olduğu düşünülse de, 1968'de yapılan röntgenler bunun onun evcil maymunu olduğunu ortaya çıkardı. Tarihçi Don Nardo, Mısırlıların hayvanlara olan düşkünlüğünü ve evcil hayvanlarını mezarlarına koyma geleneğini vurgular.

Antik mısırda köpek türleri


Antik Mısır'da Evcil Hayvan Tercihleri 


Kediler ve Köpekler 


Mısır'da babun, maymun, su aygırı ve şahin gibi egzotik hayvanlar nadir değildi, ancak köpekler ve kediler en popüler evcil hayvanlardı. Köpekler evin önemli bir üyesi olarak kabul edilirdi ve kediler, tanrıça Bastet ile olan yakın ilişkileri ve pratik faydaları nedeniyle tercih edilirdi. Kediler, evdeki zararlı böcekleri uzak tutarken, köpekler daha çok üst sınıflar tarafından bakılırdı.


Evcil Hayvanların Toplumsal Statüsü 


Kediler, kendi başlarının çaresine bakabildikleri ve evdeki böceklerden kurtulabildikleri için yaygındı. Daha fazla bakıma ihtiyaç duyan köpekler ise, genellikle üst sınıfların evcil hayvanıydı. Antik Mısır'da çoğu evde birden fazla kedi ve daha az oranda köpek bulunurdu.


 Sonuç 


Antik Mısırlılar, evcil hayvanlarını tanrılardan gelen hediyeler olarak görür ve onlara büyük bir sevgiyle bağlı kalırlardı. Günlük yaşamlarında önemli bir yere sahip olan bu hayvanlar, ölümlerinde bile sahipleriyle birlikte mezarlara konulurdu. Kediler ve köpekler, evcil hayvanlar arasında en popüler olanlardı ve bu hayvanlar Mısır kültürünün ayrılmaz bir parçasıydı.


Antik Mısır’da Köpekler: Sosyal ve Kültürel Önemi


Köpeklerin Antik Mısır Toplumundaki Yeri


Antik Mısır'da köpekler, sosyal statü fark etmeksizin herkes için büyük önem taşırdı. Tarihçi Jimmy Dunn’a göre, köpekler avcı, bekçi, polis köpeği, askeri operasyonlarda ve ev hayvanı olarak çeşitli görevler üstlenirdi .


 Köpeklerin Günlük Hayatta Kullanımı 


Mısır dilinde "iwiw" kelimesi köpeğin havlamasına atıfta bulunur ve köpek anlamına gelir . Eski Mısır'da çeşitli köpek ırkları mevcuttu; Basenji, Tazı, İbiza Tazısı, Firavun Tazısı, Gazal Tazısı ve Whippet bunlar arasında yer alıyordu. Hanedanlık Öncesi Dönemin kaya oymaları ve Gerzean Kültürü dönemine ait görsellerde köpeklere sıkça rastlanır.


 Köpek Tasmasının Mucidi Mısırlılar 


 İlk Köpek Tasmaları 


Mısırlıların, köpek tasmasının mucitleri olduğuna inanılır. MÖ 3500 civarında tasmalı köpeğini gezdiren bir adamın tasvir edildiği duvar resmi bu iddiayı destekler. Bu tasmalar, zamanla daha süslü hale gelen deri bantlardan oluşurdu.


Köpek Irklarının İlahi Bağlantısı 


Bazı bilim insanları, Basenji ırkının tanrı Anubis'e model olarak kabul edildiğini belirtir. Anubis, ölen kişinin ruhunu Hakikat Salonuna yönlendiren çakal/köpek tanrısı olarak bilinir. Evcilleştirilmiş köpekler Saqqara'daki Anubis tapınağında törenle gömülürdü, böylece öteki dünyaya kolayca geçmeleri sağlanırdı.


Köpeklerin Mumyalanması ve Öbür Dünyada Yoldaşlık 


Köpeklerin Aile İçindeki Yeri 


Mısırlılar, köpeklere ailelerinin bir parçası olarak değer verir ve öldüklerinde büyük bir özenle mumyalatırlardı. Aile bireyleri, köpekleri öldüğünde büyük üzüntü yaşar ve tüm vücutlarını tıraş ederlerdi. Firavun Tutankhamun'un mezar resimlerinde köpekleriyle avlanırken tasvir edilmesi, bu yoldaşlığın öbür dünyada da süreceği inancını yansıtır.


Köpeklerin Mezarlıklardaki Önemi 


Saqqara'daki Köpek Mezarlığı 


Saqqara yer altı mezarlarında sekiz milyondan fazla köpek iskeleti bulunmuştur. Arkeologlar, Anubis'e köpeklerin kurban edildiğini düşünseler de, bu alan köpekler için özel bir nekropol de olabilir. Bazı mezarlarda, köpeklerin efendileriyle birlikte gömüldüğü ve isimlerinin kaydedildiği görülür.


Köpeklere Verilen İsimler 


Mısır'da köpeklere çeşitli isimler verilirdi. Cesur, Güvenilir, İyi Çoban, Kuzey Rüzgarı, Antilop gibi isimler popülerdi. Bu isimler, köpeklerin yeteneklerini veya kabiliyetlerini yansıtır. Kimi zaman köpekler, sevdikleri insanların isimleriyle ya da tanrıların isimleriyle onurlandırılırdı.


Anubis ve Köpeklerin İlahi Bağlantısı 

Köpekler, tanrı Anubis ile yakından ilişkilendirilirdi. Anubis, ölen kişinin ruhunu yönlendiren çakal/köpek tanrısı olarak önemli bir yere sahipti. Köpeklerin Saqqara'daki Anubis tapınağında törenle gömülmesi, bu ilahi bağlantıyı vurgular.


Sonuç 


Antik Mısır'da köpekler, sosyal ve kültürel yaşamın ayrılmaz bir parçasıydı. Hem günlük yaşamda çeşitli görevlerde yer alır, hem de ölümlerinde özel törenlerle gömülürlerdi. Anubis ile olan bağlantıları, onların sadece evcil hayvan değil, aynı zamanda ilahi yoldaşlar olarak da kabul edildiğini gösterir. Köpeklere verilen değer, mezarlıklar, anıtlar ve Mısır edebiyatında açıkça görülmektedir.


 Antik Mısır’da Kediler: Mitoloji ve Günlük Yaşamda Önemi


Antik Mısır'da Kedinin İsim Kökeni ve Kültürel Bağlantıları 

 Mısır'daki Tell Basta'dan, MÖ 664-30 civarı. 


Kedi Kelimesinin Kökeni ve Etkisi 

Mısırlılar, 'kedi' kelimesinin Kuzey Afrika'da hayvan için kullanılan kelime olan "quattah"tan türetilmesinden sorumludur. Kedi, Mısır'la o kadar yakından ilişkilendirilmiştir ki, birçok Avrupa dili bu kelimenin türevlerini kullanır: Fransızca 'chat', İsveççe 'katt', Almanca 'katze', İtalyanca 'gatto' ve İspanyolca 'gato' bu kelimenin örnekleridir .


Kedi Tanrıçası Bastet ve İsminin Etimolojisi 


İngilizce'de kedilere atıfta bulunan "puss" veya "pussy" kelimeleri, kedi tanrıçası Bastet'in başka bir adı olan "Pasht"tan türemiştir. Bastet başlangıçta vahşi bir kedi, dişi aslan olarak hayal edilmiş, zamanla ev kedisine dönüşmüştür. Kediler, hem arkadaşlıkları hem de evleri fareler ve yılanlar gibi zararlılardan korumaları nedeniyle ödüllendirilirdi.


 Kedilerin Mitolojik ve Askeri Stratejilerdeki Rolü 

Ashmolian Museum, Oxford


 Kedilere Duyulan Saygı ve Pelusium Savaşı 


Mısırlılar, kedilere o kadar saygı gösterirdi ki ülkelerini bile bu hayvanlar uğruna feda ettiler. MÖ 525'te Pers generali II. Kambis, Mısır'ı işgal ettiğinde, askerlerinin kalkanlarına Bastet'in resmini çizdirdi ve ön hatlarda Mısırlıların sevdiği hayvanları yerleştirdi. Bu strateji, Mısırlıların teslim olmasına ve ülkenin Perslerin eline geçmesine neden oldu .


 Kedilere Gösterilen Büyük Saygı 


Herodot, Mısırlıların bir ev yangını sırasında önce kedileri kurtardıklarını yazar. Kedinin doğal ölümünde, evin sakinleri kaşlarını tıraş ederdi. Ölen kediler, Bastet'in kült merkezi Bubastis'e götürülüp mumyalanır ve kutsal kaplara gömülürdü. 


 Kedilerin Mumyalanması ve Mezarlık Kültürü 

Kedilerin Onurlandırılması


Bubastis'e getirilen mumyalanmış kediler, tanrıçaya yakın olmak için onurlandırılırlardı. Benzer şekilde, insanlar Osiris'e yakın olmak ve öteki dünyaya daha kolay erişim sağlamak için Abydos gibi yerlerde gömülmek veya anıtlar dikmek isterlerdi. Bazı yazarların kedilerin kurban edildiği iddiaları savunulamazdır çünkü Mısır'da bir kediyi kazara bile öldürmenin cezası ölümdü .


 Kedilerin İhracatının Yasaklanması 


Mısır'da kedilere o kadar değer veriliyordu ki, onları ihraç etmek yasaktı. Bu yasak o kadar katıydı ki, yalnızca bu konuyla ilgilenmek için hükümette bir birim oluşturuldu. Hükümet görevlileri, kaçırılan kedileri bulup geri getirmek için diğer topraklara gönderiliyordu.


 Kedilerin Antik Mısır Mitolojisindeki Yeri


Bastet ve Kedilerin İlahi Anlamı 


Kediler, tanrıça Bastet'in imajıyla ilişkilendirilirdi. Bastet, başlangıçta vahşi bir kedi olarak düşünülmüş, zamanla ev kedisine dönüşmüştür. Bu dönüşüm, kedilerin Mısır kültüründe ne kadar önemli olduğunu gösterir.


 Kedilerin Korunması ve Saygı Görmesi 


Mısırlılar, kedileri sadece evcil hayvan olarak değil, aynı zamanda kutsal varlıklar olarak da görürlerdi. Kedilere zarar vermenin cezası ölümdü ve bu, kedilere duyulan derin saygıyı gösterir. Kediler, evleri farelerden ve yılanlardan korudukları için de ödüllendirilirdi.


 Sonuç


Antik Mısır'da kediler, hem mitolojik hem de günlük yaşamda büyük bir öneme sahipti. Kedilere duyulan saygı ve sevgi, onları sadece evcil hayvan değil, aynı zamanda kutsal varlıklar haline getirdi. Bu sevgi ve saygı, kedilerin Mısır kültüründe ne kadar derin bir yere sahip olduğunu gösterir.


Antik Mısır'da egzotik evcil hayvanlar, toplumsal statü ve dini sembolizm açısından büyük bir öneme sahipti. Çeşitli hayvan türleri, sadece evcil hayvan olarak değil, aynı zamanda güç, koruma ve ilahi güçlerin sembolleri olarak da görülüyordu.


Egzotik Evcil Hayvanlar ve Onların Sembolik Anlamları


Şahinler ve Aynak Kuşları

Şahinler, Horus ve Montu gibi tanrıların gücünü temsil ederdi ve firavunlar ile krallar tarafından avlanma amacıyla beslenirdi. Aynak kuşu ise bilgeliği ve tanrı Thoth'u temsil ederdi ve üst sınıf tarafından oldukça popülerdi. Aynakların geniş bir alanda tutulduğu, Saqqara kompleksinde bulunan 500,000 mumyalanmış aynak kalıntısından anlaşılmaktadır.


 Ceylanlar

Ceylanlar, günümüzde egzotik sayılabilecek diğer popüler hayvanlardı. Kraliçe Isiemkheb'in mezarındaki mumyalanmış evcil ceylan, ceylanların Mısır'da ne kadar değerli olduğunu göstermektedir. Isiemkheb, ceylanını o kadar çok sevdi ki onun için özel hazırlanmış bir lahit sipariş etti. Bu lahit, ceylanın bedenine uyacak şekilde şekillendirilmiş ve mumyalanmış ceylan, sahibinin mezarına konulmuştur.


 Egzotik Evcil Hayvanlar ve Sosyal Statü

Egzotik hayvanlara sahip olmak, Antik Mısır'da güç ve zenginlik sembolüydü. Bu hayvanlar, sahiplerinin statüsünü yükseltir ve onlara prestij kazandırırdı. Ancak, bu hayvanların bazen kötü muamele gördüğüne dair kanıtlar da bulunmaktadır. 


 Babunlar ve Maymunlar

Babunlar ve maymunlar, genellikle sevgi dolu arkadaşlar olarak şımartılır ve sahipleriyle birlikte gömülürdü. Babunlar, Thoth veya Hapy'nin sembolleri olarak ritüel amaçlarla beslenirken, maymunlar daha çok evcil hayvan olarak tutulurdu. Maymunlar, sahiplerine nesneleri getirme konusunda oldukça faydalıydı.


 Hayvan Koleksiyonlarının Karanlık Yüzü

Egzotik hayvan koleksiyonlarına sahip olmak, güç ve zenginlik anlamına gelmekle birlikte, bu hayvanların kötü muameleye maruz kaldığına dair kanıtlar da bulunmaktadır. Traci Watson'ın National Geographic için yazdığına göre, 5.000 yıl önce Nil Nehri yakınındaki bir mezarlıkta bulunan babun iskeletlerinde düzinelerce kırık el ve ayak kemiği bulunmuştur. Bu, cezalandırıcı dayağın işaretidir. Aynı mezarlıkta bulunan diğer hayvan kalıntıları da benzer şekilde bağlanma yaralanmaları göstermektedir.


 Esaret Altındaki Hayvanlara Zamanla Daha İyi Davranılması

Belçika Kraliyet Doğa Bilimleri Enstitüsü'nden bilim adamı Wim Van Neer, eski Mısırlıların zamanla hayvanları daha iyi kontrol etmeyi öğrendiklerini belirtmiştir. Daha sonraki tarihlere ait mumyalanmış babunlar, sert muameleye dair çok az işaret göstermektedir. Bu, eski Mısırlıların hayvanları dövmeden ve bağlamadan tutmayı öğrendiklerini göstermektedir.


Gücün Sembolik Temsilleri

Egzotik hayvanlar, sadece evcil hayvan olarak değil, aynı zamanda gücün sembolik temsilleri olarak da tutulurdu. Örneğin, bir kişi evcil hayvanı olarak su aygırı besliyorsa, bu doğadaki oldukça kaotik bir gücü kontrol ettiği anlamına gelirdi. Timsahlar da aynı nedenle bazı tapınaklarda tanrı Sobek'in temsilcileri olarak muhafaza edilirdi. Sobek, yaratıcı bir tanrı olarak görülürdü ve tapınaklarındaki kutsal timsahlar, et ve ballı keklerle beslenirdi. Timsahlar, kediler, köpekler, maymunlar ve diğer hayvanlar gibi mumyalanmış ve korunmuştur. Ancak, korunan en güçlü hayvan boğadır.


 Sonuç

Antik Mısır'da egzotik evcil hayvanlar, sadece statü sembolü değil, aynı zamanda dini ve mitolojik anlamlar taşıyan önemli varlıklardı. Bu hayvanlar, sahiplerine prestij kazandırmanın yanı sıra, toplumsal ve dini ritüellerde de önemli rol oynarlardı. Ancak, bu hayvanların bazen kötü muameleye maruz kalmaları, Antik Mısır'ın egzotik hayvan tutkusunun karanlık yüzünü de ortaya koymaktadır.

Egypt, 8th to 4th century BCE. (National Museum of Scotland, Edinburgh, UK)


Apis Boğası, Antik Mısır'da önemli bir dini sembol olup, özellikle Memphis'te tanrı Ptah'ın canlı bir temsilcisi olarak kabul edilirdi. Bu kutsal hayvan, Mısır mitolojisinde ve dini ritüellerde önemli bir rol oynamış ve kraliyet gücünün sembolü olarak da görülmüştür.


Apis Boğasının Özellikleri ve Önemi

Apis Boğası, genellikle vücudunun bir tarafında beyaz bir hilal veya alnında beyaz bir üçgen gibi belirgin işaretlerle tanımlanırdı. Bu işaretler, boğanın tanrılar tarafından seçilmiş ve kabul edilmiş olduğunu gösterirdi. Mısırlılar bu boğaya büyük saygı gösterir ve onun onuruna çeşitli festivaller düzenlerdi. Tarihçi Margaret Bunson, Apis Boğası'nın Memphis'teki Ptah-Sokar-Osiris kültünün teofanisisi olduğunu belirtir ve bu hayvanın anısına düzenlenen festivallerden bahseder .


 Tarihsel Bağlam ve Kült

Apis Boğası'nın kökenleri, Hanedanlık Dönemi'nin başlangıcına kadar uzanır ve bu boğa, Ptah'ın 'habercisi' veya 'oğlu' olarak tapınılırdı. Apis Boğası, daha sonra Ptah'ın 'şanlı ruhunun' canlı imajı veya dışavurumu olarak kabul edilmiştir. Mısır bilimci Richard H. Wilkinson'a göre, Apis Mısır'ın boğa tanrıları arasında en önemlisiydi ve onun kült merkezi Memphis'teydi .


Apis Boğası ve Kraliyet Gücü

Birinci Hanedanlık Dönemi'nde (M.Ö. 3150 - 2613) Apis Boğası, kralın gücüyle eşit tutulurdu. Narmer Paleti, bir şehri yıkan bir boğayı kralın gücünün ve erkekliğinin sembolü olarak gösterir. Bu, boğanın gücünün Narmer'in M.Ö. 3150 civarındaki saltanatından önce de geniş çapta kabul edildiğine dair bir kanıttır .


 Apis Kültünün Devamlılığı

Apis Boğası'na olan tapınma, İlk Hanedanlık Dönemi'nden başlayarak Roma dönemine kadar devam etmiştir. Ptolemaios Hanedanı'nın (M.Ö. 323 - 30) sonlarına kadar süren bu kült, Roma'nın Mısır'ı bir eyalet haline getirmesinden önce sona ermemiştir. Bu süre zarfında Apis Boğası, Mısır'ın dini ve kültürel hayatında merkezi bir rol oynamıştır.


Apis Boğası ve Diğer Tanrılar

Apis Boğası, tanrı Ptah ile olan bağlantısının yanı sıra, tanrı Osiris ile de ilişkilendirilmiştir. Osiris'in ölüm ve yeniden doğuş mitolojisi, Apis Boğası'nın kültüyle birleşmiş ve boğa, Osiris'in ruhunun bir taşıyıcısı olarak da kabul edilmiştir. Bu nedenle, Apis Boğası'nın ölümü ve mumyalanması, büyük bir dini törende gerçekleştirilir ve boğanın ruhunun Osiris'e katıldığına inanılırdı.


Apis Boğası, Antik Mısır'da hem dini hem de sosyal açıdan büyük bir öneme sahipti. Tanrıların bir temsilcisi olarak kabul edilen bu kutsal hayvan, aynı zamanda kralın gücünün bir sembolü olarak da görülmüştür. Bu durum, Mısır'ın dini ritüellerinde ve toplumsal hiyerarşisinde Apis Boğası'nın merkezi bir rol oynamasına neden olmuştur.


Antik Mısır'da evcil hayvanlar, insanların günlük yaşamlarında olduğu kadar ölüm sonrası inançlarında da önemli bir yer tutuyordu. Antik Mısırlılar, evcil hayvanlarının ölümden sonra da yanlarında olacağına inanır ve bu inancı ritüel ve mumyalama pratikleriyle desteklerlerdi.

 Hayvanların Mumyalama ve Ahiret İnancı

Antik Mısır'da evcil hayvanlar, genellikle sahiplerinin yanında mumyalanarak gömülürdü. Bob Brier'in aktardığı bir olayda, Theodore Davis 1906 yılında on iki metrelik bir kuyunun dibinde bir mezar keşfetti. Bu mezarda, mumyalanmış bir köpek ve maymun bulundu. Davis, bu hayvanları ilk başta canlı sanmıştı çünkü özenle mumyalanmış ve korunmuşlardı . Bu tür mezar buluntuları, Mısırlıların öbür dünyada da evcil hayvanlarının kendilerine eşlik edeceğine olan inançlarını yansıtır.


Yemek İçin Mumyalanmış Hayvanlar

Mısırlılar ayrıca, ölen kişilerin öbür dünyada da yeterli yiyeceğe sahip olmalarını sağlamak amacıyla hayvanları mumyalamışlardır. Bu hayvanlar genellikle balık veya kümes hayvanları olurdu ve evcil hayvanlardan farklı olarak daha az özenle mumyalanırlardı. Yemek için mumyalanmış hayvanlar, öbür dünyada ihtiyaç duyulan gıda kaynakları olarak görülürdü .


Mezar Buluntuları ve Hayvan Mumyaları

Antik Mısır'da yapılan kazılarda sıkça mumyalanmış hayvanlar bulunmuştur. Belzoni'nin raporlarına göre, mezarlarda insan bedenleriyle karışmış hayvan mumyaları bulunmuştur. Bu hayvanlar arasında boğalar, inekler, koyunlar, maymunlar, tilkiler, yarasalar, timsahlar, balıklar ve kuşlar vardır. Özellikle kedilere ayrılmış mezarlar dikkat çekicidir; bu mezarlarda kediler kırmızı ve beyaz ketenlerle dikkatlice sarılmış ve maskelerle örtülmüştür .


Ahirette Hayvanların Rolü

Mısırlılar, ölümden sonra karşılaşacakları tehlikeli hayvanlardan da korunmak isterlerdi. Timsah ve su aygırı gibi hayvanlar, hem bu dünyada hem de öbür dünyada tehdit oluşturuyordu. Ahiretteki Hakikat Salonu'na ulaşmaya çalışan kişiyi tehdit eden timsahlar gibi tehlikeler, öbür dünya yolculuğunda karşılaşılacak zorluklar arasındaydı.


Buna karşılık, insanın yeryüzünde güvendiği yoldaşları olan evcil hayvanların öbür dünyada da yanında olacağına inanılırdı. Bu inanç, Mısırlıların evcil hayvanlarına duyduğu sevgi ve bağlılığın bir yansımasıydı. Onlar, evcil hayvanlarının yaşamlarının ayrılmaz bir parçası olduğunu ve ölümün sadece geçici bir ayrılık olduğunu düşünür, bir gün sadık dostlarına yeniden kavuşacaklarına inanırlardı . 


Antik Mısır'da evcil hayvanların ahiretteki önemi, hem günlük hayatta hem de dini inançlarda derin bir yer tutar. Bu inanç, evcil hayvanların özenle mumyalanması ve sahipleriyle birlikte gömülmesiyle somutlaşmıştır. Mısırlılar, sevdikleri hayvanların öbür dünyada da yanlarında olacağına dair büyük bir güven duyarak, bu inancı hayatlarının her alanına yansıtmışlardır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Öne çıkan gönderi

Antik Mısır'da Kadınlar

  Antik Mısır 'da kadınlar, erkeklerle meslekleri dışında her açıdan eşit kabul edilirdi. Evin ve ulusun reisi erkeklerdi; ancak kadınla...